Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | aşırı yoksulluk | extreme poverty i. | ||
For years, a brutal junta has been terrorising the people of Burma, who live in extreme poverty. Yıllardır acımasız bir cunta, aşırı yoksulluk içinde yaşayan Burma halkını terörize etmektedir. More Sentences |
||||
Politics | ||||
Siyasal | aşırı yoksulluk | extreme poverty i. | ||
For years, a brutal junta has been terrorising the people of Burma, who live in extreme poverty. Yıllardır acımasız bir cunta, aşırı yoksulluk içinde yaşayan Burma halkını terörize etmektedir. More Sentences |
||||
Siyasal | aşırı yoksulluk | extreme poverty i. | ||
For years, a brutal junta has been terrorising the people of Burma, who live in extreme poverty. Yıllardır acımasız bir cunta, aşırı yoksulluk içinde yaşayan Burma halkını terörize etmektedir. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | aşırı yoksulluk | penury i. | ||
Genel | aşırı yoksulluk | beggary i. | ||
Genel | aşırı yoksulluk | severe poverty i. | ||
Genel | aşırı yoksulluk | destitution i. | ||
Genel | aşırı yoksulluk | great poverty i. | ||
Genel | aşırı yoksulluk | wolf i. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Colloquial | ||
Konuşma Dili | aşırı yoksulluk içinde olmak | be on the breadline f. |